25 Haziran 2013 Salı

Can Yayınları Yaz Kampanyası Kitapları "Sözde Ölüm"

Kitapta baş kahramanların adı yok, sadece kadın ve adam var. Kitabın bir yerinde sadece bir baş harf var, o kadar. Bu kitabı esrarengiz kılıyor mu? Belki biraz ama kitaplarda çok isim kullanılmamasından yana olduğum için bu durum benim hoşuma gider. Ama yine de insan okuduğu, yaşadığı kahramana bir isim yakıştırmak istiyor, hayalinde onu canlandırabileceği özellikler arıyor kitapta. Mesela kitap kapaklarında -bu kitapta olduğu gibi- Kadın'ı hep yandaki kadın olarak hayal ederek okudum.

Kitap, 3 yıldır ayrı yaşadığı kocasının esrarengiz ölümünden defnedilinceye kadar geçen 12 günlük zaman zarfında, kadının kocasının çok iyi bilmediği yaşamını sorgulamasını konu almaktadır. Adam avukattır, homoseksüeldir ve RAF (Kızıl Ordu Fraksiyonu) ile ilişki içerisindedir. Siyasette kitapta var ama kitabın geneli kadının düşünceleri... 


Ben okurken biraz sıkıldım, durağan geldi.


Kitaptan alıntı olarak sunabileceğim bir cümle:


"...Eğer yalanların kokusu olsa böyle kokardı, diye düşündü kadın. Ama burası sadece hiç kimsenin sevmediği tüm evler gibi kokuyordu. Evler kötü olarak kullananlarına duydukları nefretin öcünü alırlar." 

24 Haziran 2013 Pazartesi

Can Yayınları Yaz Kampanyası Kitapları "Müzik Ve Sessizlik"

Bu kitabı Can Yayınları'nın 5 tl kampanyasından aldım.
Bu kampanyada yer alan kimi kitapların çok fazla yorumlanmamış olduğunu gördüm. Kitapları ilk aldığımda önce o kitaplarla ilgili yapılmış yorumlara bakarak az çok bir fikir sahibi olmaya çalışan ben, aldığım 3 kitapla ilgili pek fazla yorum bulamadım. 
Bu nedenle blogumda ki ilk yorumlarıma bu kitaplarla başlayacağım. 

Kitap 1999 Britanya ve İrlanda Kitapçılar Birliği'nin    Whitbread Ödülü'ne değer görülmüş. 

 1629 yılında Danimarka Kralı IV. Christian'ın lavtacısı ve meleği olan Peter Claire'in etrafında döner olaylar. Kitapta birçok karakter var, normalde içerisinde çok isim olan kitaplar beni sıkar, isimleri unuturum, kim kimdi diye düşünürüm ama bu kitapta kurgu güzel ve ismi geçen insanlar bir süre sonra birbirleriyle bağlantıya geçtikleri için hatırlamada sorun yaşanmıyor.  
İnsanın yaşadığı her dönemde var olan, yokluk, bolluk, ihanet, aşk, müzik bu kitapta iç içe...
Kitap beni sıkmadı, merak uyandırdı, yazarın dilini beğendim. 
Bir kitabın edebi kurgusu kadar o kitabı dilimize kazandıran çevirmenin de edebi dili çok önemlidir. Bu kitabın çevirisini Emre Kuzuoğlu yapmış ve tebrik ederim gayet başarılı bir çeviri yapmış. 

Kitapta Rönesansın dahi bestecisi olarak nitelendirilen  John Dowland'ın da adı geçmektedir. Böylece bende John Dowland'ı ve onun harika müziğini, uda çok benzeyen fakat tek farkının 'perdeli olması ve uda göre az dilime sahip olması' olan lavta'yı keşfetmiş oldum. 


Tarihsel aşk kitabı sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.

Rose Tremain'in, Türkçe'ye çevrilmiş diğer kitapları "Renk" ve "Valentina'yı Sevmek". 




Kitaptan alıntı olarak sunabileceğim bir cümle:


"Yaşamın sana üstün geldiği zamanlarda kaderinle savaşmaya çabalama. Kendi zayıflıklarınla savaş."